Kanunlar çerçevesinde, haksızlığa uğrayanı savunmak için mahkemelerde yapılan konuşmlar ......... hitabete örnektir.
Mustafa Kemal Atatürk´ün, ünlü "Hatt-ı müdafaa yoktur, sath-ı müdafaa vardır. Bu satıh bütün vatandır. Vatanın her karış toprağı vatandaş kanıyla sulanmadıkça vatan terk olunamaz." sözü ......... hitabet türünün en güzel örneklerindendir.
İbadethanelerde ilgili din görevlisi tarafından yapılan dinî bilgiler içeren konuşmalara ......... hitabet denir
Hitabet dinleyeni ikna etme sanatıdır.
Hitabeti dinleyen kişi ya da kişilere hitabe denir.
Konuşmacı kürsüye çıkar çıkmaz direkt anlatacağı konuyu giriş yapmalıdır.
Topluluk karşısında yapılan konuşmalarda teknolojik araçların kullanılması konuşmacıya kolaylık sağlar.
İyi bir hitabetin amacına ulaşmasını sağlayan unsurlardan biri de konuşmacının dürüst ve samimi olmasıdır.
Aşağıdakilerden hangisi iyi bir konuşma sesinin özelliklerinden değildir?
"Dildeki bir sesi gösteren ve alfabeyi oluşturan işaretlerden her birine denir. "Verilen tanım aşağıdakilerden hangisine aittir?
Bilgi, duygu ve düşüncelerin seslerden oluşan dil aracılığıyla aktarılmasına ............. denir.
Yukarıda boş bırakılan yere aşağıdaki sözcüklerden hangisi gelmelidir?
".............. solunum aygıtı (soluk borusu, akciğerler, diyafram, kaburgalar ve karın kasları), titreşim aygıtı ve yankı aygıtından (soluk borusu, göğüs, gırtlak bölgesi, yutak, ağız, alt çene, damak, burun ve sinüsler) oluşur."
Boş bırakılan yere aşağıdakilerden hangisi gelmelidir?
Aşağıdakilerden hangisi dilin geriye çekilme durumuna göre olan seslerden değildir?
Aşağıdaki sesssiz (ünsüz) harflerden hangisi yazı dilinde olmasına karşın konuşma dilinde yer almaz?
Arapça ve Farsçadan Türkçeye geçen kelimeler; Türkçede kullanılırken Türkçenin ses, şekil ve yapı özelliklerine büründürülür.
Türkçenin değişmeyen kurallarından birisi yazıldığı gibi okunan bir dil olmamasıdır.
Bir kelime veya kelime grubunda bir hecenin, bir cümlede ise bir kelimenin diğerlerine göre daha baskılı ve şiddetli söylenmesine vurgu denir.
Yazılışları aynı, anlamları farklı olan kelimelerde vurgunun yapıldığı hece, kelimenin anlamını belirleyici bir özelliğe sahip değildir.
Cümlede vurgulanmak istenen kelime, diğerlerine göre daha kuvvetli söylenir.
Konuşanın kelime ve heceler arasında yükseklik ve yoğunluk bakımından ortaya koyduğu farklara da tonlama denir.