Sıvı yüklenmesinin en önemli belirtisi kan basıncında artış, yumuşak doku ödemi ve diürezdir.
Sıvı açığının en önemli belirtileri, taşikardi ve hipotansiyondur.
Kan volümünün % 20'sinin kaybedilmesi, hafif derecede bir kanama olarak değerlendirilir ve çoğu zaman tedavi gerektirmez.
Kan transfüzyonu için kan torbasına takılan kan setinin haznesinin 2/3 oranında kan ile doldurulması gerekir. Haznenin daha az doldurulması, eritrositlerin parçalanmasına neden olur.
idame sıvı tedavisinde amaç; akciğerler, cilt, idrar ve feçes yolu ile kayıpların karşılanmasıdır. Bu amaçla genellikle %5 dekstroz, ringer laktat içinde %4 dekstroz ya da %0.45 NaCl içinde %5 dekstroz solüsyonları tercih edilir.
inhalasyon anesteziğin yoğunluğu, idame safhasında indüksiyon yoğunluğunda devam etmelidir.
Narkotik analjeziklerin en önemli yan etkisi, hipertansiyondur ve anestezi teknisyeni hastayı bu yönüyle takip etmelidir.
Sıvı replasman tedavisinde amaç; gastrik drenaj, fistül drenajı, yara yüzeyinden sızma, plevral effüzyon, intersitisiyel ödem ve asit sıvısı gibi izotonik, çok sayıda iyon içermeyen vücut sıvılarının yerine konmasıdır ve bu amaçla sodyum yönünden izotonik sıvılar kullanılır.
Monitörizasyonda EKG'de DII derivasyonunun izlenmesi kalpteki iskemik bulguların; V5 derivasyonunun izlenmesi ise kalpteki ritm bozukluklarının tespit edilmesini sağlar.
intraoperatif sıvı tedavisinde hedef; idame, kayıplar ve 3. alan kaymasına bağlı volüm gereksinimini karşılamaktır.
EKG elektrodları hastanın göğüs ya da sırt bölgesine yapıştırılarak kablo bağlantıları yapılır ve monitörden EKG dalgalarının görülmesi işlemin doğru olduğunu gösterir.
Pediatrik, yaşlı ve yandaş hastalığı olan hastalar da dahil omak üzere hastaların sıvı ihtiyacının göz önünde bulundurulmasına gerek olmaksızın her hastaya standart infüzyon sıvısı kullanılmalıdır.
Preanestezik vizit bilgi notu kalp ve damar cerrahi uzmanı tarafından yazılır.
Preoksijenasyon organizmanın ortamda oksijen olmadığı sürede hipoksinin geciktirilmesi amacıyla kullanabileceği oksijeni sağlamak amacıyla uygulanır.
Hastaya ait anestezi formuna indüksiyon öncesi ilk referans değerler ( kan basıncı, nabız sayısı, oksijen satürasyon düzeyi) mutlaka yazılır.
Ventilasyon; havanın akciğer içine ve dışına hareketidir.
Ventilasyonda temel amaç, oksijence zengin havanın akciğerlere alınması ve yüksek oranda karbondioksit içeren solunum havasının dışarı atılmasıdır.
Airway kese ya da anestezi sistemindeki gaz karışımını hastaya verebilmek amacıyla kullanılmaktadır.
Kauçuk maskeler dudakların renginin, ağızdan gelen sekresyon ya da kusma sonucu gelen içeriğin rahatça görülmesini sağlar.
şeffaf maskeler anatomik bozukluk bulunan yüz yapılarında gerekli esnekliği sağlayarak maskenin yüze oturmasını sağlar.
