“ De ki: ‘Rabbimin sözleri için denizler mürekkep olsa ve bir o kadar mürekkep ilave etseydik dahi Rabbimin sözleri bitmeden önce mutlaka deniz tükenirdi.’” (Kehf suresi, 109.ayet.)
Verilen ayetten hareketle aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
Bir gün Peygamberimizin (s.a.v.) yanına bir kişi gelir. Sahabilerin daha önce hiç görmediği ve tanımadığı bu şahıs, Peygamberimize (s.a.v.), “İman nedir?” diye sorar. Efendimiz (s.a.v.), “İman; Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, ahiret gününe ve hayrı ve şerriyle kadere inanmandır.” buyurarak cevap verir. O şahıs bu kez, “İslam nedir?” sorusunu yöneltir. Allah Resulü (s.a.v.), “İslam, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın elçisi olduğuna şahitlik etmen; namazı kılman, zekâtı vermen, ramazan orucunu tutman ve eğer gücün yetiyorsa haccı yerine getirmendir.” cevabını verir. Yabancı şahıs bu kez, “İhsan nedir?” diye sorar. Hz. Peygamber (s.a.v.) ihsanı şöyle tanımlar: “İhsan, Allah’ı görüyormuşsun gibi ibadet etmendir. Çünkü sen onu görmesen de o seni görmektedir.” (Müslim, İman, 1.)
Verilen parçadan ilkeler çıkartmak isteyen biri aşağıdakilerden hangisini söyleyemez?
(I) Fıkıh kitaplarında salih ameller genellikle farz, vâcip, sünnet, müstehap veya mendup; gayr-i sâlih ameller de haram, mekruh ve müfsid şeklinde bölümlere ayrılır. (II)Mubahlar, aslında yukarıdaki olumlu veya olumsuz değerlerden birini taşımayan ve dinin yapılması ya da terkedilmesi yönünde bir hüküm koymadığı amellerdir. (III)Bununla birlikte mubahların işlenmesinde güdülen maksat ve niyet bu işleri salih veya gayr-i salih amel durumuna sokabilir. (IV)Yüce Allah dünyada iken kimlerin daha güzel amel ettiğini ortaya çıkaracak ve hiçbir haksızlığa meydan vermeksizin herkesi ameline göre yargılayacaktır. (V)Bununla birlikte kötü ameli olanlar yalnızca kötülüklerinin dengiyle cezalandırılırken iyi amel işleyenler fazlasıyla mükâfatlandırılacaktır.
Bu parça iki paragrafa ayrılmak istense ikinci paragraf numaralanmış cümlelerin hangisiyle başlar?
Aşağıdaki ayetlerden hangisi salih amel kavramıyla doğrudan ilişkilidir?
Bir hadiste, “Ameller niyetlere göredir” (Buhârî, “Bedü’l-vahy”, 1) buyurulmuştur. Amel ancak Allah’ın rızasını kazanmak niyetiyle yapılırsa makbul ve sevaba vesile olur. Hatta böyle bir iyi niyet mubahları bile salih amel değerine yükseltebilir. Meselâ yürümek aslında mubah olan bir fiildir. Fakat namaz kılmak için camiye veya yardımda bulunmak için darda kalan bir insanın yanına gitmek sevap, herhangi bir kötülük yapmak niyetiyle bir yere gitmek ise günahtır. Görüldüğü gibi aslında mubah olan yürümek ve gitmek fiilleri niyete göre sevap veya günah olabilmektedir. Şunu da belirtmek gerekir ki İslâm âlimlerine göre iyi niyet, dince yasaklanmış olan bir işin kötülük ve günah vasfını ortadan kaldırmaz. Buna karşılık dinin iyi gördüğü bir iş için yapılan niyet de sevaba vesile olan bir ameldir. İnsan niyet ettiği bir ameli herhangi bir engel yüzünden yapamamış olsa bile sırf iyi niyeti için sevap kazanır.
Bu parça aşağıdaki ayetlerden hangisiyle doğrudan ilgilidir?
Meal: “De ki: ‘Rabbimin sözleri için denizler mürekkep olsa ve bir o kadar mürekkep ilave etseydik dahi rabbimin sözleri bitmeden önce mutlaka deniz tükenirdi.’” (Kehf suresi, 109. ayet.)
Tefsir: Bu ayete göre Allah’ın (c.c.) sözleri ifadesinden maksat O’nun ilmi ve hikmetidir. Yüce Allah’ın ilim ve hikmetisonsuz ve sınırsızdır; denizler ise büyüklüğüne rağmen sonlu ve sınırlıdır. Şu halde Allah’ın ilmini ve hikmetini yazmak için denizlerin tamamı mürekkep olarak kullanılsa, bir o kadar da ilâve edilse yine de Allah’ın ilmini yazmaya yeterli olmaz............ ayetindeki ifade de böyledir.
Verilen parçada boş bırakılan yere gelebilecek ayet aşağıdakilerden hangisi olabilir?
“Andolsun zamana ki, insan gerçekten ziyan içindedir. Ancak, iman edip de salih ameller işleyenler, birbirlerine hakkı tavsiye edenler, birbirlerine sabrı tavsiye edenler başka (Onlar ziyanda değillerdir.)” (Asr suresi, 1-3. ayetler.)
Bu ayetle ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
“Şüphesiz, inanıp yararlı işler yapanlara gelince, onlar için içlerinde ebedî kalacakları Firdevs cennetleri bir konaktır. Oradan ayrılmak istemezler.” (Kehf suresi, 107-108. ayetler.)
Verilen ayetlerden çıkarılabilecek en kapsamlı mesaj aşağıdakilerden hangisidir?
“Şüphesiz, inanıp yararlı işler yapanlara gelince, onlar için içlerinde ebedî kalacakları Firdevs cennetleri bir konaktır. Oradan ayrılmak istemezler. De ki: ‘Rabbimin sözleri ic¸in denizler mürekkep olsa ve bir o kadar mürekkep ilave etseydik dahi rabbimin sözleri bitmeden önce mutlaka deniz tükenirdi. De ki: ‘Ben de ancak sizin gibi bir insanım. (Ne var ki) bana, ‘Sizin ilâhınız ancak bir tek ilâhtır” diye vahyolunuyor. Kim Rabbine kavuşmayı umuyorsa yararlı bir iş yapsın ve Rabbine ibadette kimseyi ortak koşmasın.” (Kehf suresi, 107-110. ayetler.)
Verilen ayetlere göre aşağıdakilerden hangisine ulaşılamaz?
Müslüman’ın en fazla önem vermesi gereken hususlardan biri takva sahibi olmaktır. Çünkü Yüce Allah Kur’an’da Müslümanlardan bunu istemektedir. Kur’an’ın birçok ayetinde, Allah (c.c.), Müslümanları kendisinden korkmaya, sakınmaya yani takva sahibi olmaya yönlendirmektedir.
Aşağıdaki ayetlerden hangisi, parçada anlatılanlara örnek olarak verilemez?
“ De ki: ‘Ben de ancak sizin gibi bir insanım. (Ne var ki) bana, ‘Sizin ilâh’ınız ancak bir tek ilâhtır” diye vahyolunuyor. Kim Rabbine kavuşmayı umuyorsa yararlı bir iş yapsın ve Rabbine ibadette kimseyi ortak koşmasın.’” (Kehf suresi, 110. ayet.)
Verilen ayetten hareketle aşağıdakilerden hangisine ulaşılabilir?
“İşte böylece sana da emrimizle Kur’an’ı vahyettik. Sen, kitap nedir, iman nedir bilmezdin. Fakat biz onu kullarımızdan dilediğimizi kendisiyle doğru yola eriştirdiğimiz bir nur kıldık. Şüphesiz ki sen doğru bir yolu göstermektesin. (O yol) göklerin ve yerin sahibi olan Allah’ın yoludur. Dikkat edin, bütün işler sonunda Allah’a döner.” (Şûrâ suresi, 52. ayet.)
(I)İnsan iyiyi, kötüyü, doğruyu, yanlışı ayırt edebilir. Ancak bütün bu özellikler, insanın sırat-ı müstakimi bulması ve ona tabi olması için yeterli değildir. (II) Bu nedenle Yüce Allah (c.c.), kullarını doğru yola iletmek, onların sırat-ı müstakim üzere yaşamasını sağlamak amacıyla peygamberler ve ilahi kitaplar göndermiştir. (III)Kur’an ve Hz. Muhammed de (s.a.v.), insanları sırat-ı müstakime yani Allah’ın (c.c.) yoluna yöneltmek amacıyla gönderilmiştir. (IV) Hz. Muhammed (s.a.v) Allah’tan aldığı vahiyleri hem ezberlemiş hem de vahiy katipleri aracılığıyla yazıya geçirilmesini sağlamıştır. (V) Tüm bunlardan ortaya çıkan sonuç şudur: Sırat-ı müstakime ulaşmak için Allah’ın (c.c.) kitabına yani Kur’an’a tabi olmak, Peygamberimizin (s.a.v.) yoluna ve sünnetine uymak gerekir.
Yukarıda bir ayet ve bu ayeti açıklayan bir metin verilmiştir.
Metindeki numaralanmış cümlelerin hangisi ayetin içeriğiyle doğrudan ilişkili değildir?
Dinimizin ibadetler konusunda önem verdiği temel ilkelerden biri ihlastır. Dolayısıyla İslami açıdan ibadetlerin, sadece Yüce Allah’ın (c.c.) rızasını kazanmak amacıyla yapılması esastır. Mümin, her zaman bu bilinçte olmalıdır. İbadetlerini bu bilinçle, severek, isteyerek ve samimiyetle yapmalıdır. Nitekim bizler her gün namazlarda okuduğumuz Fâtiha suresinde, ........... diyerek bunu ifade ediyoruz.
Verilen parçada boş bırakılan yere aşağıdaki ayetlerden hangisi getirilmelidir?
Kur’ân-ı Kerîm’in birçok ayetinde iman ve salih amel birlikte zikredilmiş; bazı ayetlerinde de bunlara ahiret inancı eklenmiştir. Böylece salih amelin önemi, kötü amelin zararı ve yanlışlığı üzerinde ısrarla durulmuş, Müslümanlar her fırsatta iman ve salih amele teşvik edilmiştir.
Buna göre aşağıdaki ifadelerden hangisi Salih amele örnek olarak verilemez?
İnsanı ön plana çıkardığımızda hidayet kavramını; günahlarla iç içe bir hayat yaşayan kimsenin dindar hâle gelmesi; günahlarını terk ederek İslam dinine uygun ahlak, ibadet ve davranışlar kazanması olarak tanımlamak mümkündür. Müslüman olmayan bir kişinin, İslam’ı benimseyip Müslüman olması da hidayete ermek, ihtida etmek olarak nitelendirilir. Allah’ı (c.c.) ön plana aldığımızda da hidayet; Allah’ın (c.c.), insanlara kendi yolunda gidebilecek akıl, düşünme, öğrenme, hatırlama gibi yetenekler vermesi ve ilahi kitaplar ve peygamberler yoluyla insanlara hak ve hakikati, doğru yolu göstermesi olarak tanımlanabilir.
Verilen parçaya göre aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
Aşağıdakilerden hangisi cihat kavramının anlamı içinde yer almaz?
"De ki ben de ancak sizin gibi bir insanım, sadece bana, 'Sizin ilahınız ancak bir tek ilâhtır.' diye vahyolunuyor. Kim Rabbine kavuşmayı umuyorsa yararlı bir iş yapsın ve Rabbine ibadette kimseyi ortak koşmasın." (Kehf suresi, 110. ayet)Bu ayetten aşağıdaki yargıların hangisine ulaşılamaz?
"De ki ben de ancak sizin gibi bir insanım, sadece bana, 'Sizin ilahınız ancak bir tek ilâhtır.' diye vahyolunuyor. Kim Rabbine kavuşmayı umuyorsa yararlı bir iş yapsın ve Rabbine ibadette kimseyi ortak koşmasın." (Kehf suresi, 110. ayet)Bu ayetteki altı çizili ifade aşağıdaki kavramlardan hangisinin çevirisidir?
İslam'ın ilk yıllarında Kur'an-ı Kerim'e muhatap olan Araplar onun dilini biliyordu ve onu anlıyordu. Ayrıca Hz. Peygamber aralarında yaşıyor, Kur'an'ı açıklıyor ve sorularına cevap veriyordu. Bu nedenle onlar, Kur'an'ın mesajını doğru anlıyorlardı. Kur'an-ı Kerim'in doğru anlaşılması için gerekli olan hususlardan biri, Kur'an kavramlarının öğrenilmesidir. Bu sebeple Kur'an'ı anlamak isteyenler onun kavramlarını öğrenmelidir.Bu metinde,I. İslam'ı öğrenmek isteyen bir kişi ne yapmalıdır?II. Kur'an'ın anlaşılmasında Hz. Peygamberin rolü nedir?III. Hz. Peygamberin Kur'anla ilgili açıklamalarının yer aldığı kaynaklar hangileridir?sorularından hangilerinin cevabı yoktur?
Aşağıdaki yargıların hangisi İslam'ı anlamada kavramların rolüyle doğrudan ilgilidir?