SORU BANKASI Filtrele

Soruları


Soru 601

(I) Genç arkadaşlarla edebiyattan konuşuyorduk. (II) Söz döndü dolaştı romana geldi. (III) Öyle anlaşılıyor ki, günümüzün romanı gerçekten edebiyatsever gençleri çokça etkilemiyor. (IV) Popüler yazarları okumuşlar, ama pek benimseyememişler. (V) Bugünün romanı uzak kalmış onlara. (VI) Dün’den ne okuduklarını sordum, yanıtlar düşündürücüydü. (VII) Sözgelimi Sabahattin Ali okumamışlar.

Yukarıdaki numaralı cümlelerin hangisi çıkarılırsa parçanın anlamında bir daralma olmaz?

A) IIB) IIIC) IVD) VE) VI

Soru 602

(I) Bir yazarın kendi kitabı hakkında yazı kaleme alması pek görülmüş şey değildir, etik de değildir aynı zamanda. (II) Kitaplarımız raflardaki yerini alır ve biz yazarlar kitabın kaderini belirleyecek eleştirmenlerin kitabımız hakkında neler yazacağını merak ve sabırsızlıkla, solgun bir ümitle, tedirginlikle bekleriz. (III) Zaten var olan sistemde, yeni yayımlanan kitabınız hakkında iki yazı çıkması “geçer”, üç yazı çıkması “iyi”, dört yazı kaleme alınması ise “pek iyi”dir. (IV) Biz yazarlar “teşekkür” beklemeyiz, “takdir” kelimesi ve belgesi de lügatimizde bulunmaz. (V) Kelebek ömürlüdür kitaplar, okurlarsa çoğu kez –ben de dahil– balık hafızalı. (VI) Yazarsa kitabını hiç unutmamaya ve içinde taşımaya devam eder.

Yukarıda parça iki paragrafa bölünmek istense ikinci paragraf numaralı cümlelerin hangisiyle başlar?

A) IIB) IIIC) IVD) VE) VI

Soru 603

(I) Edebiyatımızda bazı yazarlar belli bir dönemin acılarına saplanıp kalmış gibi geliyor bana. (II) Oysa edebiyat daha mistik, daha kapsamlı bir bakışın ürünüdür; dönemler gelip geçer, fikirler ve ideolojiler değişir, zaman hepimizin üzerini toprak yığınlarıyla örterek eser gider. (III) Benim için “anlatılamayacak olanın” anlatılması değerli oldu hep, bu çabaya gönül verdim. (IV) Zaten herkesin bildiği, benim söylememle de artı bir değer kazanmayacak olan olaylar, dönemler, tutumlar üzerinde bir yazar olarak durmak istemedim. (V) Bunu iyi, hem de çok iyi yapan yazarlarımız var; ben edebiyatta kendi yolumu seçtim: (VI) Kelimelere dökülmesi zor olanı kelimelere dökmeyi...

Yukarıdaki numaralı cümlelerin hangisi çıkarılırsa parçanın anlamında bir daralma olmaz?

A) IB) IIC) IIID) IVE) V

Soru 604

I. Bu itibarla edebiyatın halk kitlelerine bir şeyler söylemesi lazım.
II. Onların anlayabilmesi için de edebiyatın kendi meselelerinden bahsedilmesi lazım.
III. Söyledikleriyle okur - yazarları halka doğru götüren bir edebiyat isterim ben de; yani edebiyatın çoğunluğa hitap etmesini, onu çoğunluğun anlamasını.
IV. Sanılanın aksine sanatla edebiyat birbirinin içinde yer almaz.
V. Edebiyatla sanatın farkı şudur: Fikir sanatta yer alamaz; ama edebiyat fikre dayanır.

Yukarıda numaralı cümlelerden bir paragraf oluşturulmak istense sıralama nasıl olur?

A) III - II - I - IV - V B) IV - V - I - III - II
C) IV - V - II - I - III D) V - IV - III - II - I
E) II - IV - I - III - V

Soru 605

I. Edebiyat dünyayı anlatsa da yazar dünyadan kopmadan bu işi beceremez.
II. Edebiyat deneyim işidir; yaşananları anlamak, deneyime dönüştürmek zaman ister.
III. Aynı zamanda yazar olmaya niyetli kişi, kendinden önceki pek çok yazarı da okumuş, sindirmiş olmalıdır.
IV. Edebiyat müziğe benzemez; yazın alanında bir çırpıda mükemmellik yaratacak ‘harika çocuklar’ yoktur.
V. Edebiyatta özgünlük, ancak birçok farklı akımı ve yazarı tanıdıktan sonra elde edilebilen bir şeydir.

“Edebiyatta birikimin önemi” konulu bir paragraf oluşturulmak istense numaralı cümlelerin hangisi paragrafta yer almaz?

A) IB) IIC) IVD) VE) VI

Soru 606

Aşağıdakilerden hangisi giriş cümlesi olmaya en uygundur?

A) Çoğunluğun beğenisini göz ardı ettiği, bu tavrından da anlaşılıyor
B) Bir yapıtın başarısı çevirmenin, o dilin inceliklerini bilmesi yanında bu özellikleri taşımasına da bağlıdır
C) Çeviri yapmak bir yapıtı bütünüyle değiştirmek anlamına gelmez
D) Kısaca çevresi ile beraber kendisini değerlendiren insan gerçek hayatı tanıyabilir
E) Sanatçı bu gerçeklikten hareket etse de kendinden bir şeyler katar yapıtına

Soru 607

Romanlarımın konusu ne olursa olsun karakterleri doya doya, bire bir duyarak ve yaşayarak yazıyorum. Önceliğim kahramanlarımın ruh dünyalarını, hayatı özümseyişlerini anlamak ve onlara inanmaktan geçiyor. Seçimleri, eylemleri, sözcükleri ne kadar kabul edilemez, ne kadar yanlış da olsa_ _ _ _

Bu parçanın sonuna düşüncenin akışına göre aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?

A) karakterleri doğru olarak anlatabilmek için önce onları anlamam ve onlar gibi düşünmem gerekiyor
B) okurun kendini onların yerine koyabilmesi için onlara ön yargısız yaklaşaması gerekir
C) hayatın içinde yer aldıklarını bu göstermez mi?
D) onlar da kendilerini tanımaya çalışırken hata yapabilirler
E) bir sanatçı olarak okurlarıma doğru olanı gösterme çabasında değilim

Soru 608

(I) Tiyatro, içinde yeşerdiği toplumu yansıtan ve geleceğe ışık tutan bir araçtır. (II) Toplumun kendi üretimidir bir bakıma. (III) Toplumu kendi sorunlarıyla yüzleştirir, onlarla bu sorunları tartışır. (IV) Tiyatro toplumu bilinçlendirir, düşünce özgürlüğünü yaşatır. (V) Farklı ulusların bir araya gelmesini sağlar. (VI) Ve en önemlisi de insanı çok yakından tanıtır. Bu da bize gösteriyor ki tiyatro eğitici bir sanattır.

Bu parçadaki numaralı cümlelerin hangisi, düşüncenin akışını bozmaktadır?

A) IIB) IIIC) IVD) VE) VI

Soru 609

Birçok sanatçımız gibi onun da edebiyata ilgisi şiir yazmakla başladı. (I) İlk şiirlerinden itibaren şiirde serbet ölçüyü ve anlamdan çok duyguyu kullandı. (II) İlk şiir kitabı 1974’te yayımladığında epey olumlu eleştiriler de aldı. (III) Romanlarıyla Cumhuriyet sonrası Türk romancılığının köşe taşlarından biri oldu. (IV) Romanlarında yaşadığı dönemin insanlarını tüm çarpıcılığıyla aktardı. (V) Bu başarısında gazeteciliğinin de büyük payı oldu.

Bu parçadaki numaralı yerlerin hangisine “Sonra nedense şiirle ilgisini kesip romana ve gazete yazılarına başladı.” cümlesinin getirilmesi uygun olur?

A) IB) IIC) IIID) IVE) V

Soru 610

_ _ _ _ Bir başka deyişle sanat yapıtının başarısı izleyicisini, okurunu değiştirmesindedir. Bir resme bakmış, bir müziği dinlemiş, bir filmi seyretmiş, bir romanı okumuş olan insan, o resimden, müzikten, filmden, romandan önceki insan değilse, artık bu yapıtlar sanat yapıtı olmaya hak kazanmıştır. Kendilerinden beklenen görevi yerine getirmiş ve sanat dünyasındaki yerlerini almışlardır.

Bu parçanın başına düşüncenin akışına göre aşağıdakilerden hangisinin getirilmesi en uygundur?

A) Çoğunluğun beğenisini göz ardı etmeyen sanatçı başarıya yaklaşır
B) Bir sanat eseri, herkese aynı zevki verebiliyorsa kalıcılığı yakalar
C) Bir sanat eseri, yaratıcısını ne kadar yansıtıyorsa o kadar gerçektir
D) Sanatçı ulusaldan evrensele ulaşmayı başarmışsa zamanın tozlu sayfalarında kalmaz
E) Sanat eseri “alıcı”sını bir adım öteye taşıyorsa büyüktür

Soru 611

Her öykü kitabı, içindeki öyküler kadar dünyalar barındıran bir evrendir. (I) Bir solukta okunamamaları da bundan kaynaklanır öykü kitaplarının. (II) Beğendiğiniz bir öykünün tadını çıkarmadan, üzerine düşünmeden ikinci bir öyküye geçemezsiniz. (III) Bir başka öyküye geçtiğinizde ise artık yeni bir dünyadasınız demektir. (IV) Öyküler arasındaki bağları, mekanlar ya da kişiler aracılığı ile kurmaya çalışırken aslında okunmuş bir öyküden kalan izleri yeni öyküye taşıyarak okurun ilgisini canlı tutmaya çalıştım. (V) Çalıştım, diyorum; çünkü bu durum yazma serüvenim içinde kendiliğinden oluştu.

Yukarıda parça iki paragrafa bölünmek istense, ikinci paragraf numaralı cümlelerin hangisiyle başlar?

A) IB) IIC) IIID) IVE) V

Soru 612

Yazı yazmanın hem kolay hem de zor yanları vardır. Kolaydır, insanda hemen bir şeyler yazılabileceği hissi uyandırır. Üzerinde özel bir çaba harcandığını hissettirmez. Bazen güzel bir mektup yazan aynı zamanda bir kitap yazabileceğini düşünür. Oysa kendiliğinden gelmiş bir istekle mektup yazan başka, sanat yapan başkadır. Çünkü _ _ _ _ Yazı yazmanın zorluğu da burada başlar.

Bu parçanın boş bırakılan yerine düşüncenin akışına göre aşağıdakilerden hangisinin getirilmesi en uygundur?

A) sanat, kendi yazma disiplinini de beraberinde getirir
B) sanat eseri, yaratıcısının yansımasıdır
C) her edebi tür kendi dünyasının özelliklerini taşır
D) sanat yapıtını anlamlandırmak, yaşadıklarımızla sınırlı kalır
E) sanatın gerçeği ile yaşamın gerçeği birbirine çok benzer

Soru 613

(I) Tiyatro insana ruhsal varlığını, duygularını hatırlatır. (II) İnsanın hayatla olan bağlantılarını deşer, anlık da olsa hayata tutunmasını sağlar. (III) Batı dünyası bu durumun farkında olduğu için savaş sonralarında çok sayıda tiyatro binası yaptırmıştır. (IV) Sanatı yok edersiniz ondan beslenen insan mekanikleşir, duygusuzlaşır. (V) Bu da insanı büyük bir yalnızlığa sürükler.

Bu parçadaki numaralı cümlelerin hangisi, düşüncenin akışını bozmaktadır?

A) IB) IIC) IIID) IVE) V

Soru 614

_ _ _ _ Gönülden yazılan her kitap, her roman, hatta her paragraf bir "güneş parçası"dır. Griliklerin, yavanlıkların, hırçınlıkların ve can sıkıntılarının arasından süzülür geçer ışık hüzmesi gibi. Açar içimizi, aydınlatır zihnimizi. Bir de başka açılardan bakarız hayata. Çıkarız alışkanlıklarımızdan, sıyrılırız şu kabuktan.

Bu parçanın başına düşüncenin akışına göre aşağıdakilerden hangisini getirilemez?

A) Gerçekleri görmek isteyen insan, kendi dünyasına çekilmelidir
B) Okumak, hayatımızı aydınlatan bir eylemdir
C) Bazen gönlümüzün göğünde gri bulutlardan başka şey görmeyiz ya, işte o vakitler kitaba sığınma vaktidir
D) Bir kitabın sayfalarına sığındığınızda karamsarlığınız dağılmaya başlar
E) Kitapların samimiyetine sığınmaktır, insanı dünyanın karanlığına boğulmaktan kurtaran

Soru 615

Türü ne olursa olsun her edebiyat ürünü düşsel bir yaratıdır. Sanatçı, bilinen gerçeklerle kaynaştırarak büyülü, düşlerle dolu bir evren yaratır. Bu söz evreninde yaşadıklarınızla benzerlikler görebilirsiniz. Ama dış dünyada algıladığımız gerçeklikler sanatçının düş gücüyle zenginleşmiştir. Bu yüzden_ _ _ _ .

Bu parçanın sonuna düşüncenin akışına göre aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?

A) söz konusu gerçeklik herkesin algıladığı gerçekliktir
B) yaşam ile edebiyat arasında bire bir aynılıktan söz edilemez
C) sanat, gerçekliği anlamamızı ve yaşamamızı sağlar
D) gerçekliği algılamanın sanat dışında farklı yolları vardır
E) hayatın gerçeklerini elde edebilenler, yazar olmaya soyunurlar

Soru 616

(I) Ağlamak, sanılanın aksine çaresizlik, zayıflık, güçsüzlük demek değildir bence. (II) Gariptir belki ama ben ne zaman ağlayan birini görsem, içim gerçekten acısa dahi bir miktar da sevinirim. (III) Çünkü üzülmeyi becerebilen bir kişi, sevmeyi de bir o kadar iyi becerebilir. (IV) Ağlayabilen bir insan gülmenin o mükemmel değerini belki de daha iyi anlayabilir. (V) Ağlayan bir kişi gördüğünüzde samimi birkaç sözünüz, sıcak dokunuşunuz ya da uzattığınız bir mendil ona verilecek en büyük destektir. (VI) Bunlar, bin türlü sözcük, davranıştan belki de daha önemli, daha değerlidir.

Yukarıdaki parça, iki paragrafa bölünmek istense ikinci paragraf numaralı cümlelerin hangisiyle başlar?

A) IIB) IIIC) IVD) VE) VI

Soru 617

Aşağıdakilerden hangisi, giriş cümlesi olmaya en uygundur?

A) Çocuk öyküleri yazmak tam da bu nedenle güçtür, zorlayıcıdır
B) Neyse ki çocukların dilinden anlayan, çocukluğunu hâlâ yitirmemiş yazarlarımız var
C) Kitabın resimleri, öykünün ritmine, doğal ve yalın yapısına uygun çizimleriyle dikkati çekiyor
D) Sanki bir film izliyormuşsunuz gibi sizi görsellikle buluşturan harikulade bir yapısı var
E) Çocukların yalın öyküleri, yetişkinler için sıradışı olabilir, ne de olsa çoğunun eşi benzeri yaşanmamıştır

Soru 618

Yazarın bizzat kendi hikâyesini anlatmak için kaleme aldığı her metne sonsuz bir hürmetim var. Kolay değil çünkü kendinle kâğıt üzerinde hesaplaşmak, içini ters yüz etmek, yazdıkça soyunmak, o kadar ki tamamen çıplak ve savunmasız kalmayı göze almak. Kurgu ya da gerçek, herhangi bir olayı hikâyeleştirmenin zaten başlı başına zahmetli bir şey olduğunu düşünüyorum. Kaldı ki kişinin kendi hikâyesini anlatabilmesi, doğduğu günden beri tanımakla yükümlü olduğu bu yabancı hakkında birkaç söz söyleyebilmesi ve bunu yaparken samimi kalabilmesi çok daha zorlu, can acıtan bir şey olmalı.

Bu parçada yazar, aşağıdakilerin hangisinden bahsetmektedir?

A) İnsanın kendini tanımasının zor olduğundan
B) Kurgusal bir anlatı oluşturmanın güçlüklerinden
C) Kişinin hayat hikâyesini yazıya dökmesinin zorluğundan
D) İnsanın canını yaksa da kendisiyle hesaplaşmasının gerekliliğinden
E) Yazarın kendini anlatırken aslında diğer insanları da anlatmak zorundan olduğundan

Soru 619

İnsan her gün, eşiyle uyuşmazlığından çocuklarıyla yaşadığı çatışmaya, akan çatıdan mutfaktaki yangına, komşusuzluktan komşululuğa... büyük küçük olaylar yaşar; çoğunlukla da yaşadıklarını değişik yollarla birilerine aktarırlar. Bunlar yalnızca bazı toplumsal kesimleri ilgilendirirse de sanatçıyı bunların hepsi ilgilendirir. Çünkü sanatçı yaşadığı gezegenden gayriresmi olarak sorumlu olan kişidir; ayrıca baktığını görmekle de yükümlüdür.

Bu parçada asıl vurgulanmak istenen aşağıdakilerden hangisidir?

A) İnsanoğlu yaşadığını, gördüğünü çevresiyle paylaşmak ister, çünkü sosyal bir varlıktır
B) İnsan günlük yaşamda birçok sorunla karşılaşır, bunların üstesinden gelmek için edebiyata sığınır
C) Sanatçılar da diğer insanlar gibi yaşam içerisinde çok çeşitli sorunlarla karşılaşabilir
D) Bir sanatçı başarılı olmak istiyorsa eserini yaşamın gerçekliğiyle beslemelidir
E) Sanatçı tüm insanlar gibi yaşamın içindedir, onu diğerlerinden ayıransa farklı bir duyarlılığa sahip olmasıdır

Soru 620

Önce yazarın kendi dili olmalı, kendi sözlüğü, yazınsal sözlüğü olmalı. Hemen her yazınsal türün de ayrı bir sözlüğü, ayrı bir biçemi... Romanda geçen kişinin yetişip gelişmesi, dünya görüşü, insan anlayışı doğrultusunda bir anlatım biçimi geliştirmeli. Öyle bir biçim ki buna biçem de diyebiliriz, başka dile çevrilse bile özelliğinden, özgünlüğünden çok şey yitirmesin.

Bu parçanın başlığı aşağıdakilerden hangisi olmalıdır?

A) Edebi Eserin Kalıcılığı B) Çeviri Eserlerde Dil
C) Yazar ve Özgünlük D) Yazar ve Anlatım Biçimi
E) Yazınsal Türlerin Nitelikleri
Seçilen
Soru
Sayısı
0
... 28293031323334...50
50 Sayfada Toplam 1000 soru listeleniyor