SORU BANKASI Filtrele

Soruları


Soru 641

Kendilerini olabilecek en olağandışı yüze bakarken buldular. En azından on dört ayak yüksekliğinde, son derece kuvvetli, hemen hemen hiç ensesi olmayan uzun kafalı, insana, hatta neredeyse trole benzeyen bir surete bakıyordu. Yeşil ve kül rengi ağaç kabuğu gibi bir şeylere mi bürünmüş yoksa bu onun derisi mi, pek anlaşılmıyordu. En azından, gövdesinden kısa bir mesafe sonra kolları buruşuk değildi, kahverengi pürüzsüz bir deriyle kaplıydı. Her iki kocaman ayağının yedişer parmağı vardı. Uzun çehresinin alt kısmı yerleri süpüren kül rengi, hemen hemen kökler gibi incecik, uçları ince ve yosunumsu, orman gibi bir sakalla kaplıydı.

Bu paragrafta, aşağıdaki paragraf çeşitlerinden hangisinin özellikleri ağır basmaktadır?

A) Mizahi paragraf B) Fantastik paragraf
C) Olay paragrafı D) Tahlil paragrafı
E) Düşünce paragrafı

Soru 642

I. O yaz üzümler boldu, bütün avlu sergi yerine dönmüştü. Babaannesi her yıl dedesi için okuttuğu mevlüt nedeniyle kasabaya gitmiş, Naciye Kadın da gazate kağıtları üstünde kurumakta olan üzümleri potaslı karışımla sulamak için avluya çıkmıştı. Dipteki odadan öksürük sesleri yükseldiğinde evde yalnızdı. Yıllardır gizli bir dünyaya açılan bir kapı olarak düşündüğü odaya doğru yürümeden önce dakikalarca Naciye Kadın’ı beklemişti.

II. Yaşlı adam yavaş hareketlerle yana, ona doğru döndü. Yüzü inanılmayacak kadar derin çizgilerle sanki parçalanmıştı. Çizgilerin bir mantığı yoktu; gelişigüzel, yatay, dikey ve eğik hatlarla yüzünü bölüyor ve bir bütün halinde algılanmasını imkansızlaştırıyordu. Garip şekilli bu yüzeyler bazı yerlerde sürüngenlere özgü kabuğu andırıyor; koyu lekelerle kaplı olanlar da yüzünü, benekli, soyu tükenmiş bir hayvanınkine çeviriyordu.

Yukarıdaki numaralı parçaların anlatımıyla ilgili aşağıdakilerden hangisi söylenemez?

A) Sanatsal metinlerden alınmış parçalardır
B) Öznel nitelikler taşımaktadırlar
C) İlki olay, ikincisi betimleme paragrafına örnektir
D) Gözlem her ikisinde de ön plandadır
E) Düşünsel yön ikisinde de ağır basmaktadır

Soru 643

Caddeden sokağa dönmeden önce durup aşağıda, aralık kapağından buhar kaçıran bir çanağı andıran şehre baktı. Öndeki tepeciklerin morluğu arkaya ulaşamamış, yüksek dağlar belirsiz bir rengin içinde kaybolup gitmişti. Keçiören’i görmeye çalıştı; ama üstünde kalenin yer aldığı tepe ve artık günü terk eden sıcaklık orayı gözlerden saklıyordu. Ağaçların serinlettiği sokağa girdiğinde ıhlamurların kokusu düşüncelerini dağıttı.

Bu parçanın anlatımıyla ilgili aşağıdakilerden hangisi söylenemez?

A) Betimleme paragrafının özellikleri ağır basmaktadır
B) Değişik duyulara ilişkin ayrıntılara yer verilmiştir
C) Öznel bir bakış açısıyla okurun da duygularına seslenilmiştir
D) Anlatılanlar bir fotoğraf gerçekliğinde okura sunulmuştur
E) Yazar sanat gücünü ortaya koymaya çalışmıştır

Soru 644

Kara mizah, düşündürücülüğü güldürücülüğünden ağır basan buruk gülmecedir. Acı acı gülümsetir. Ağlamayla gülme, dramla komedi, bir bıçağın iki yüzü gibi birbirine uzak ve birbirine yakındır; kara mizah bu bıçağın keskin sırtıdır. Kara mizahın insanda acı bir tortusu kalır. Kahkahayla güldürmez, gülümsetir. Gülmekle ağlamanın ikircimleştiği yerdir; kimisi için gülme olur, kimisi için acıma.

Bu parçada düşünceyi geliştirme yollarından hangisine başvurulmamıştır?

A) Benzetme B) Tanımlama
C) Karşılaştırma D) Somutlama
E) Tanık gösterme

Soru 645

Tarihi oyunlarımda bile tarihten hareket etmem. Hiçbir zaman tarihi olayı sahneye çıkarma düşüncem olmadı. Çağımızdan hareket ettim. Çağımızın sorunlarıyla, çağımızın insanlarıyla benzeşen insanlar gördüğüm, bulduğum sürece tarihe yöneldim. Tarihçi ister istemez nesnel olacaktır. Tiyatro yazarı ise ister istemez özneldir. Tarihin yazamadığı sözleri, diyalogları biz yaratmak zorundayız.

Bu parçada düşünceyi geliştirme yollarından hangisine başvurulmuştur?

A) Tanımlama B) Karşılaştırma
C) Benzetme D) Somutlama
E) Örnekleme

Soru 646

Büyük yazarlar insan gerçeğini en iyi yansıtanlardır. Onların yarattıkları evrenler tüm insanlığı etkilemeye devam ediyor, edecek de. Kafka’nın yarattığı evrenin sonsuz olduğunu ve her geçen gün daha da büyüdüğünü söyleyen birine, hayır, dememiz mümkün mü? Hangimiz ömrümüzün kimi dönemlerinde birer Gregor Samsa olarak uyanmadık? Aradan yüzyıllar geçmesine rağmen içimizde deli dolu hayaller kurmaya, yel değirmenlerine saldırmaya devam etmiyor mu Don Kişot?

Bu parçada düşünceyi geliştirme yollarından hangisine başvurulmuştur?

A) Karşılaştırma B) Benzetme
C) Tanımlama D) Örnekleme
E) Kişileştirme

Soru 647

Sözlük hazırlanırken “düşüncelerin bulutlaşması” gibi özel kullanımlar sözlükte yer almaz. Ancak "hayal kırıklığı" gibi kimi özel kullanımlar kısa sürede yaygınlaştı mı sözlükler onlara kapılarını açmak zorundadır. Zaten sözlükler, dili arkadan izler, dilin gerisinden gelip durum saptaması yaparlar. Bu nedenle tüm dünyada sözlükler belirli aralıklarla yeniden gözden geçirilip gerekli değişme ve eklemeler yapılarak yeniden yayımlanmaktadır.

Bu parçada, düşünceyi geliştirme yollarından hangilerine başvurulmuştur?

A) Örnekleme - Somutlama B) Tanımlama - Karşılaştırma
C) Benzetme - Somutlama D) Örnekleme - Tanımlama
E) İstatistiksel Veriler - Benzetme

Soru 648

İçindeki sembollerle, düşlere çağrısıyla insanlığa seslenen masal, yüzeysel bir bakışla ele alınıp değerlendirdiği için daha çok, çocukların dünyasına itelenmiştir. Gerçek ile masalı birbirinden ayrı görmek, zamanla bu edebi türün sanki gerçekleri kendi büyülü giysileri ile örten bir anlatı aracı değilmiş gibi küçümsenmesine yol açmıştır. Oysa Goethe bizi masallar üzerine düşünmeye çağırır. "Masal bilgeliktir. Ondan zevk alamamamızın nedenini duygularımızın körleşmiş olmasında aramalıyız." der.

Bu parçada, düşünceyi geliştirme yollarından hangisine başvurulmuştur?

A) Benzetme B) Tanık gösterme
C) Tanımlama D) Sayısal veriler
E) Örnekleme

Soru 649

Ülkemizde pek çok konuda ilerleme kaydediyoruz; ama bir konu var ki istenilen noktaya bir türlü gelemedik. Türkiye’de yüksek öğrenim görenlerin oranı 1965’e göre 14 kat arttı. Ama yüksek öğrenim mezunlarının kitap okuma oranı 1965’in de altında kaldı. Birleşmiş Milletler İnsani Gelişim Raporu’nda, kitap okuma oranında Türkiye; Malezye, Libya ve Ermenistan gibi ülkelerin bulunduğu 173 ülke arasında 86. sırada. Durum ortada, bu konuda yalnızca okullar yeterli değil. Okuma alışkanlığını kazandırmak için daha küçük yaşlarda çocuklara örnek olma konusunda ailelere de iş düşmekte.

Bu parçada, düşünceyi geliştirme yollarından hangisine başvurulmuştur?

A) Benzetme B) Tanımlama
C) Tanık gösterme D) Örnekleme
E) Sayısal veriler

Soru 650

Yeni, bilmediğim bir çevrede her şeyi sil baştan keşfedecektim: kelimeleri, sesleri, eşyaları ve insanları! İzmir’de sonbahar bitmek bilmiyordu. İnanılmaz irilikte bir güneş, batıya devrilirken karabatakların teyellediği körfezi kana boyadığını görüyorum. Yumuşak bir rüzgâr camları okşamaktadır. Yıldız yağmurları beni şaşırtıyor. Hele sabaha karşı ayın, bir mavi ve yeşil çılgınlığı ortasında battığını görmek… Ne kadar mutluydum anlatamam!

Bu parçanın anlatımıyla ilgili aşağıdakilerden hangisi söylenemez?

A) İzlenimsel betimleme örneğidir
B) Kişileştirme yapılmıştır
C) Duyu aktarması vardır
D) Karşılaştırma yapılmıştır
E) Abartmaya başvurulmuştur

Soru 651

Sinema işine girmeyi hiç düşünmemiştim, böyle bir iş de yoktu aslında. Sinemayı tiyatrocular ek bir iş olarak yapıyorlardı. Diyeceğim sinema, meslek değildi. Aslına bakılırsa hiçbir zaman da meslek olmamıştır. Olsa olsa bir tutkudur sinema. Akıllı, uslu insan işi değildir, tutkulu insan işidir.

Bu parçada, düşünceyi geliştirme yollarından hangisine başvurulmuştur?

A) Benzetme B) Tanık gösterme
C) Tanımlama D) Sayısal veriler
E) Örnekleme

Soru 652

Divan şiirini okumak zordur; çünkü birtakım cinasları, telmihleri, simgeleri bilmek, bunları anlamak ve bunlardan tat almak hiç de kolay değildir. Ayrıca Türkçenin aruz vezni içinde kullanılmasının zor, büyük bir ustalık gerektirdiği de bilinir. Bu zorluğun ve ustalığın da birçok divan şairimizce uzun zaman söz konusu edildiği bilinen bir gerçektir. Divan şairlerimiz Türkçe “seviyorum” sözünün aruz kalıplarından hiçbirine girmediğinden uzun zaman yakınmışlardır.

Bu parçada, düşünceyi geliştirme yollarından hangisine başvurulmuştur?

A) Örnekleme B) Benzetme
C) Karşılaştırma D) Somutlama
E) Tanımlama

Soru 653

Türkiye, internet kullanımında dünya genelinin gerisinde kalırken cep telefonu kullanımından ise “pekiyi” aldı. Toplam GSM hat sayısının 53 milyon olduğu Türkiye’de 15 yaş üstü 43,5 milyon birey cep telefonu sahibi. Bütün yaş grupları arasında 18-24 yaş arası yüzde 10,7 ile en fazla günlük ortalama görüşme yapan grup olarak öne çıkıyor. Diğer yaş gruplarının ise günlük konuşma oranı yüzde 7 dolaylarında seyrediyor. SMS kullanımına bakıldığında ise 15-17 yaş grubu yüzde 48,4'le en çok SMS kullanan grup olarak öne çıkıyor.

Bu parçada, düşünceyi geliştirme yollarından hangisine başvurulmuştur?

A) Örnekleme B) Tanık gösterme
C) Tanımlama D) Sayısal veriler
E) Benzetme

Soru 654

Tanzimat edebiyatında tiyatro bir okul sayılmış, halka halkın diliyle seslenerek onun eğitilmesi amaçlanmıştır. Yazılan oyunlarda sosyal eğitim ön planda tutulmuştur. Namık Kemal tiyatroya “eğlence” ile “sosyal fayda”yı birleştirerek “Tiyatro eğlencelerin en faydalısıdır.” demiştir. Bu dönem tiyatrosunda toplumda yaşanan aksaklıklar ya da tarihin ibret alınacak olayları işlenmiştir.

Bu parçada, düşünceyi geliştirme yollarından hangisine başvurulmuştur?

A) Benzetme B) Somutlama
C) Tanık gösterme D) Karşılaştırma
E) Örnekleme

Soru 655

Arnavut köyün tam karşısına rastlayan Vaniköy’ün yaslandığı tepe siyaha yakın zeytuni renkte görünmektedir. Köyün evleri de bu kara lekenin eteğinde belli belirsiz bir kara leke oluşturmaktadır. Vaniköy Camisi’nin beyaz minaresi ise bu koyu renklerle tam bir çatışma halindedir. Minarenin sulara düşen gölgesine gelince, bu da değerli taşlarla işlenmiş bir peri masalı ülkesini andırıyordur.

Bu parçada, düşünceyi geliştirme yollarından hangileri kullanılmıştır?

A) Benzetme - Karşılaştırma B) Tanımlama - Somutlama
C) Benzetme - Tanımlama D) Örnekleme - Somutlama
E) İstatistiksel Veriler - Benzetme

Soru 656

Öykü seçkilerinin ya da antolojilerinin birçok işlevi var. Her zaman çok değer verdim, önemli buldum onları. Hem okurlar için başka kitaplarda bulunması olanaksız bir toplam sunar; hem genç yazarlar için öykücülüğümüzün çeşitli dönemlerini derli toplu ve çeşitli renkleriyle getirir hem de hazırlayan için bir değerlendirme, dolayısıyla eleştiri fırsatı yaratırlar. Seçkiyi hazırlayanın öykü ve eleştiri anlayışını tanıma fırsatıdır bu. Hazırlayan bunun için önemlidir bence. Öte yandan, öykü seçkilerinin her zaman ilgi görüp öykü kitaplarından daha çok satıldığını da biliyoruz ki, bu da seçki hazırlamak için itici bir güç sayılabilir.

Bu parçadan hareketle aşağıdakilerin hangisi söylenemez?

A) Öykü seçkileri, öykü yazmak isteyen genç yazarlara farklı üslupları tanıması için bir toplam sunar
B) Öykü seçkileri, insanları öykü yazmak konusunda heveslendirir
C) Öykü okurları başka kitaplarda bulamayacağı öyküleri, öykü seçkilerinde bulabilir
D) Öykü seçkileri, birçok yazarı bir araya getirdiği için bir öykü kitabından daha çok satmaktadır
E) Öykü seçkileri, onu hazırlayan kişinin öyküleri değerlendirmesini, eleştirmesini sağlar

Soru 657

Kimi yazarlara göre fark olmadığını biliyoruz. Bana kalırsa, kitap okuma serüveniyle ilgili bu. Bu bağlamda, yüz kitap okumuş bir genç, bir kitap okumamış bir yetişkinden daha yetişkin sayılır. Çok öykü okuyan çok düşünür, diyorum. Demek ki çok öykü okuyan bir çocuk ya da genç de öykü okumayan büyüklerinden daha çok düşünür ve kafaları daha çok çalışır.

Bu paragraf aşağıdaki sorulardan hangisine verilmiş bir yanıt olabilir?

A) Öykü yazarlarının gençler için yazması ile yetişkinler için yazması arasında fark var mıdır?
B) Gençlik konularının ele alındığı öykü kitaplarına yetişkinler de ilgi gösteriyor mu?
C) Okuma alışkanlığı kazandırmak için öykü yazarları, çocuklar ve gençlere yönelik mi yazmaktadır?
D) Gençlik edebiyatı da bundan sonra daha çok genç yazarlarca mı yapılacak?
E) Günümüz yazarları roman yerine öykü yazmayı mı tercih ediyor?

Soru 658

Yazarın son romanında ele aldığı konu da, konuyu işlerken kullandığı üslup da çok başarılı. Okuru içine çeken, kendine bağlayan bir roman. Ancak olayların geçtiği Adana pek az yer tutuyor; mahalleleri, evleri, tarihi dokusu yok. İsmi var cismi yok bir Adana çıkıyor karşımıza. Bu yüzden karakterleri alıp başka bir şehre götürsek pek değişmeyecek gibi geliyor anlatılanlar, bir yerleri eksik kalmaya devam edecek. Oysa kişi ve olayları daha anlamlı hale getirebilmesi için mekansal yerleşime de önem vermesi gerekirdi.

Yukarıdaki paragrafa göre yazarın romanda gördüğü eksiklik aşağıdakilerden hangisidir?

A) Olayların sağlam bir kurguya sahip olmaması yan olayların çözümlemeden kalmasına neden olmuştur
B) Roman kişilerinin bulundukları yörenin ağzıyla konuşturulmaması gerçeklik algısını kırmıştır
C) Çevrenin kişiler üzerindeki etkisi göz ardı edilmiş, olayların geçtiği çevre yeterince betimlenmemiştir
D) Tarihi olayları konu edinmesine rağmen olayların geçtiği dönemi tam olarak verememiştir
E) Okurun karakterleri tanıması için onlarla ilgili yeterli bilgi verilmemiştir

Soru 659

(I) Nobel Edebiyat Ödülü'nün açıklanacağı gün yaklaştıkça, yalnızca bizde değil, tüm dünyada yayınevlerinin beklentileri de gittikçe büyür. (II) Doğal olarak her yayınevi Nobel'i kendi yazarlarından birinin almasını ister. (III) Yalnızca Nobel'li yazar daha çok satacağı için değil, ödülün saygınlığı yayınevine de yansıyacağı için. (IV) Bu yılın Nobel sahibi Doris Lessing, ülkemizde tek bir yayınevinin yazarı değil. (V) Belki verimli bir yazar olduğu, belki bugüne kadar beklenen ölçüde satmadığı için çok fazla kitabı da çevrilmemiş. (VI) Çevrilenler de dört beş yayınevine bölünmüş.

Yukarıda parça iki paragrafa bölünmek istense ikinci paragraf numaralı cümlelerin hangisiyle başlar?

A) IIB) IIIC) IVD) VE) VI

Soru 660

Gençlere çağdaş Tük öykücülüğünün bir toplamını sunmaya çalışırken, hem onlara yakın gelecek öykülerin yazarlarını ortaya çıkardım hem de iki seçkide yer alacak yaklaşık kırk öykücünün öykücülüğümüzün geniş yelpazesini olabildiğince anlamlı biçimde yansıtılabilecek bir çeşitlilikte olmasını gözettim. Yazarların sayısını kırka indirmek kolay değildi; ama bu seçkinin alanına girmesi olanaksız yazarlarımız da vardı. Yazdıkları öykülerin özellikleri yüzünden. Gene de asıl güçlük öykülerin seçiminde oldu. Çünkü bu yazarlardan seçtiğimiz öykülerin hiçbiri doğrudan çocuklar ya da gençler için yazılmamıştı. Yetişkinler için yazılmış öykülerden en uygun olanlarını seçmek kolay olmadı.

Bu paragraf aşağıdaki sorulardan hangisine verilmiş bir yanıt olabilir?

A) Çocuklar için yazılmış öykü kitaplarını yeterli buluyor musunuz?
B) Çocuklar ve gençler için neden öyküler yazılmıyor?
C) Günümüz çocukları ve gençleri öykülere yeterince ilgili mi?
D) Öykü seçkinize girecek yazarları ve onların öykülerini hangi kritere göre belirlediniz?
E) Öykücülüğünüz bugün nerede durmaktadır?
Seçilen
Soru
Sayısı
0
... 30313233343536...50
50 Sayfada Toplam 1000 soru listeleniyor