Öğleden sonra, gemi İstanbul'un limanından demir alıyor ve ağır ağır Karadeniz'e doğru açılıyor. Gemi acı acı öterek İstanbul'a hoşça kal, diyor. Boğaz'ın suları geminin önünde yarılıyor; esen serin yeli, geminin ardında kalan dalgaları okşuyor. Minareler, kaleler, burçlar, kasırlar, tanıdık ağaçlar Boğaz'ın iki tarafında sanki halaya durmuş, bir görünüp bir kayboluyor. İki kardeşi bağrına basan, büyüten, hayatın güzelliklerini gösteren, aşklarını renklendiren İstanbul şimdi önlerinde dansa durmuş, bir ayrılık valsi yapıyor.
Yukarıdaki paragrafın anlatımında aşağıdakilerin hangisine başvurulmamıştır?