Büyümek, gelişmek, yaşamı devam ettirmek ve sağlığın korunması için gerekli besin ögelerinin yeterli miktarda, dengeli bir biçimde vücuda alınmasına beslenme denir.
Bireyin düzenli ve kararlı bir şekilde besin tüketmesi sağlıklı beslenmenin tek şartı değildir.
Günlük enerji ihtiyacının belirlenebilmesi için fiziksel aktivite ve bazal metabolizma oranı bilinmelidir.
Besinler, içerdikleri besin ögelerinin tür ve miktarları yönünden aynıdır.
Yetişkin bir insan vücudundaki karbonhidrat miktarı % 6’nın üzerindedir.
Vücuda yeterli protein alınmadığında büyüme, durur vücut ağırlığında azalma başlar.
Vücudun yaklaşık %18’i yağdan oluşur.
Su, enerji veren besin ögelerinin en önemlisidir.
Vücuttaki yağ oranı azaldıkça su oranı düşer.
Kalsiyumun emilimi için B vitaminine ihtiyaç vardır.
Tahılların içerdikleri lif, vücuttaki glikoz salınımını artırır ve kandaki şeker seviyesini yükseltir.
Biyotin, saçın sağlıklı bir şekilde uzaması için ihtiyaç duyulan en önemli vitamindir.
Sebze ve meyveler beslenmeye yeterli miktarda dâhil edilmediğinde ciltte matlaşma, elastikiyetini kaybetme, kuruma veya fazla yağlanma gibi cilt sorunları ortaya çıkar.
Yoğurdun içeriğinde bulunan B2, B5 ve B12 vitaminleri cildi nemli tutar.
Emziren anne besin değeri yüksek süt, taze sıkılmış meyve suyu içer.
Annenin kilosu süt salgılanmasını arttırır.
Gebeler kabızlığa karşı posalı gıdalar tüketir.
Gebeler sıvı ihtiyacını bol bol çay ve kahve içerek karşılar.
Doğumdan hemen sonra annenin bebeğini kucağına alarak temas kurması sütün salgılanmasını etkiler.
Bebeğin anne sütü almadan sadece inek sütü veya mama ile beslenmesine karışık beslenme denir.