I. Allah’a (c.c.) olan inancı sayesinde insanın; eşya, tabiat ve canlılara olan bakışı değişir.
II. Her şeyi yaratanın Allah (c.c.) olduğunu idrak eden insan, evrenden bağımsız olduğunu anlar.
III. Allah’a (c.c.) olan inanç insana değer vermeyi, diğer varlıklara zarar vermekten kaçınmayı gerektirir.
Yukarıdaki ifadelerden hangisi/hangileri yanlıştır?
Aşağıdakilerden hangisi sadece Allah’ın (c.c.) zâtına has olan ve başka varlıklarda bulunmayan sıfatlardandır?
Aşağıdakilerden hangisi Allah’ın (c.c.) rızasına uygun olmayan davranışlardandır?
(I) Allah’a (c.c.) inanmak insanın hayatında olumlu değişiklikler yapar.
(II) Bunun nedeni imanın; duygu, düşünce ve davranışlar üzerinde etkili olmasıdır.
(III) İnsanın Allah (c.c.) ile irtibatı dua, ibadet, tövbe ve Kur’an okuma gibi yollarla gerçekleşir.
(IV) İnsan büyük oranda inancına göre görür, düşünür ve davranışlar sergiler.
(V) Bu durumu açıklayan birçok ayet ve hadis bulunmaktadır.
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerden hangisi düşüncenin akışını bozmaktadır?
“Korku ve ümit kaynağı olarak şimşeği size göstermesi, gökten yağmur indirip onunla yeryüzünü ölümünden sonra diriltmesi, O’nun (varlığının ve kudretinin) delillerindendir. Şüphesiz bunda aklını kullanan bir toplum için elbette ibretler vardır. Emriyle göğün ve yerin (kendi düzenlerinde) durması da O’nun (varlığının ve kudretinin) delillerindendir. Sonra sizi yerden (kalkmaya) bir çağırdı mı, bir de bakarsınız ki (dirilmiş olarak) çıkıyorsunuz.” (Rûm suresi, 24-25. ayetler.) Yüce Allah, bu ayetlerde öldükten sonra insanları diriltmeye kadir olduğunun kolayca anlaşılabilmesi için bir örnek gösterip onları bu konu üzerinde düşünmeye çağırmaktadır. Buna göre kupkuru olmuş toprağa gökten indirdiği su ile yeniden can veren kudretin, insanlara da öldükten sonra yeniden can verebileceğini fark etmek akıl sahipleri için hiç de zor olmamalıdır.
Parçaya göre aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
(I) Yüce Allah; “İnsan başıboş bırakılacağını mı sanır?” (Kıyâmet sûresi, 36. ayet.) buyurarak insan olmanın görev ve sorumluluklar gerektirdiğini bildirmiştir. (II) Allah (c.c.), insana iyi ve kötü olanı haber vermiş, onu benlik ve seçme gücü ile donatmıştır. (III) İnsanda var olan özgürlük düşüncesi onun tarihi gelişimiyle birlikte ortaya çıkmıştır. (IV) Ayrıca insan, davranışlarının sonuçlarından sorumlu olacaktır. (V) Bundan dolayı insan, en iyiyi gerçekleştirmek için çaba göstermelidir.
“Verdikleriyle denemek için sizi yeryüzünün halifeleri kılan ve kiminizi kiminize derecelerle üstün yapan O’dur…”
(En’âm suresi, 165. Ayet.)
Ayete göre aşağıdakilerden hangisi yanlıştır?
Kendisine sayısız nimetler verilen, yerde ve gökte ne varsa hepsi hizmetine sunulan insan, Allah’a (c.c.) ibadet için yaratılmıştır. Yaratılış gayesi ibadet etmek olan insanın bu görevini yerine getirebilmesi için öncelikle iman etmesi gerekir.
Paragrafa göre iman ve ibadetlerle ilgili olarak;
I. İbadetleri yerine getirmesi insanın en önemli görevidir.
II. İman ve ibadetler İslam dininin ana prensiplerindendir.
III. İman etmeden önce yapılan ibadetler de geçerli sayılır.
Yargılarından hangileri doğrudur?
“De ki: İster Allah diyerek, ister Rahmân diyerek yakarın; hangisiyle yakarsanız olur, çünkü bütün güzel isimler O’na mahsustur.” (İsrâ suresi, 110. ayet.)
Bu ayetle ilgili aşağıdakilerden hangisi yanlıştır?
Müslümanın görevi, kendini yaratan ve yaşatan, öldürecek ve yeniden diriltecek olan Yüce Allah’ı tanımak ve O’nun buyrukları doğrultusunda hayatını düzenlemektir. Allah’a (c.c.) yönelmek, O’na yakın olmak ve O’nun rızasını kazanmak niyetiyle yapılan her eylem, yerine getirilen her emir veya kendisinden uzaklaşılan her yasak bu kapsamdadır.
Paragrafta aşağıdaki konulardan hangisinden bahsedilmektedir?
Kur’an-ı Kerim’de insan, aklını kullanmaya, düşünmeye ve ibret almaya davet edilmektedir. Bunun güzel bir örneği olarak Hz. İbrahim verilir. O, aklını kullanmak suretiyle evrendeki harika düzenin bir yüce yaratıcısı olması gerektiğine hükmetmiş ve Allah’a (c.c.) iman etmiştir. Demek ki inanmak, Hz. İbrahim örneğinde olduğu gibi, akıl ve tecrübeye dayanan mantıklı bir muhakemeyle erişilen bilinçli bir olgudur. İnsan akıl ve ibret gözüyle kâinatı ve içerisindeki hadiseleri tefekkür ettiğinde imanındaki bilinç hâlini yakalar.
Paragrafla ilgili aşağıdakilerden hangisi yanlıştır?
Kur’an-ı Kerim’de insanlara; adalet, iyilik ve doğruluk gibi güzel davranışlar sergilemeleri öğütlenmiştir. Ayrıca kötü davranışlardan da uzak durulması gerektiği dile getirilmiştir. Bu konudaki ayetlerden biri şöyledir: “Muhakkak ki Allah, adaleti, iyiliği, akrabaya yardım etmeyi emreder, çirkin işleri, fenalık ve haddi aşmayı da yasaklar. O, düşünüp tutasınız diye size öğüt veriyor.” (Nahl suresi, 90. ayet.) Bu nedenle insanın lehine ve aleyhine olan şeyleri bilmesi gerekir. İnsanın yaptığı tüm davranışlar dünyada ve ahirette karşılığını bulur. Bu husus Kur’an’da şöyle ifade edilmiştir: “Kim zerre kadar iyilik yaparsa onu görür. Kim de zerre kadar kötülük yaparsa onu görür.” (Zilzâl suresi, 7-8. ayetler.)
Allah’ın (c.c.) hoşnutluğunu kazanabilmek, son peygamber Hz. Muhammed’e (s.a.v.) tabi olmakla mümkündür. Yine Allah’ın gönderdiği son ilahî kitap Kur’an’a tabi olmak, onu okumak ve anlamakla gerçekleşir. Yüce Allah, insanın kendisiyle irtibat kurmasından hoşnut olur.
(I) Kur’an-ı Kerim, Allah inancını meyve veren bir ağaca benzetmiştir.
(II) Düşünceden uygulamaya aktarılmayan bir inanç meyvesiz bir ağaca benzer.
(III) Allah’a (c.c.) inanmanın meyve vermesi, imanın insan hayatında kendisini göstermesi demektir.
(IV) Allah (c.c.) inancı insanların kalplerine yerleşip kuvvetlenince onların davranışlarını etkiler.
(V) İnanan insanlar Allah’a (c.c.) karşı kulluk görevlerini yerine getirmeye çalıştıkları gibi insanlık için de daima faydalı olmaya gayret ederler.
Allah inancının insan hayatına etki etmesi için gerekli olan nitelik hangi cümlelerde belirtilmiştir?
Allah’a (c.c.) iman edip yalnızca O’nun rızasını, sevgisini kazanmak için çalışması ve ibadetlerini sadece O’na özgü kılması insanın kulluk görevidir. Bu durum Kur’an-ı Kerimde “Allah’ım! Yalnız sana ibadet ederiz ve yalnız senden yardım dileriz.” (Fâtiha suresi, 5. ayet.) şeklinde ifade edilmiştir. Allah (c.c.) insanların amellerini kalplerinde taşımış oldukları niyetlere göre değerlendirir. Hz. Peygamber şöyle buyurdu: “Yüce Allah, sizin bedenlerinize ve yüzlerinize değil, kalplerinize bakar.” (Müslim, Birr, 33.)
Allah’ın (c.c.) yüce yaratıcı olduğuna inanan Müslümanlar, kâinata ve içerisindeki her şeye akıl ve ibret gözüyle bakmalıdır. İbret gözüyle bakabilmek, aklı ve tefekkür gücünü kullanmaya bağlıdır. İnsan, kâinatın işleyişindeki ulvi ahengi tefekkür edip kavradıkça Allah’a (c.c.) olan imanı tahkîk mertebesine erişir. Böyle bir iman, bilinçsiz/taklidî bir iman değil, aklî delillere ve aklı kullanmaya dayanan bilinçli/tahkikî bir imandır.
Parçaya göre aşağıdakilerden hangisi yanlıştır?
Allah (c.c.) insanı sorumluluk sahibi bir varlık olarak yaratmıştır. Onu, çevresini tanımlama ve keşfetme yeteneğiyle donatmıştır. Ayrıca insanı en güzel biçimde yaratmak suretiyle diğer varlıklardan üstün kılmıştır. Bu durum Kur’an-ı Kerim’de “And olsun biz insanoğluna şan, şeref ve nimetler verdik; onları karada ve denizde taşıdık, kendilerine güzel güzel rızıklar verdik ve onları yarattıklarımızın çoğundan üstün kıldık.” (İsrâ suresi, 70. ayet.) ifadeleriyle dile getirilir.
“Onlar ki bollukta da darlıkta da Allah için harcarlar; öfkelerini yutarlar ve insanları affederler. Allah da güzel davranışta bulunanları sever.” (Âl-i İmrân suresi, 134. ayet.) “İman edip iyi işler yapan, namaz kılan ve zekât verenler var ya, onların mükâfatları Rableri katındadır. Onlara korku yoktur, onlar üzüntü de çekmezler.” (Bakara suresi, 277. ayet.)
Bu ayetlerde aşağıdaki sorulardan hangisinin cevabına değinilmemiştir?
“Kendileri ile huzur bulasınız diye sizin için türünüzden eşler yaratması ve aranızda bir sevgi ve merhamet var etmesi de O’nun (varlığının ve kudretinin) delillerindendir. Şüphesiz bunda düşünen bir toplum için elbette ibretler vardır.” (Rûm suresi, 21. ayet.)
Bu ayete göre;
I. Düşünceli insanlardan bir ibret alınmalıdır.
II. İnsanlara merhamet duygusu bahşedilmiştir.
III. İslam dini aile kurumuna önem vermektedir.
Yargılarından hangileri söylenebilir?
Tövbe, insanın, bilerek veya bilmeyerek yaptığı hata, büyük ve küçük günahlarından dolayı pişman olup bir daha aynı kusurları yapmamaya karar vererek bunlardan vazgeçmesidir. İstiğfar ise, günahların Allah (c.c.) tarafından bağışlaması için af dilemektir.
Tövbe ve istiğfar ile ilgili verilen bilgilere göre aşağıdakilerden hangisi yanlıştır?